Friday, July 28, 2006

Saturday, July 1, 2006

Sunday, April 9, 2006

Emel Bayrak AKŞAM GAZETESI Özel Söyleşi: Cüneyd Zapsu 9 Nisan 2006

CÜNEYD ZAPSU’NUN WASHİNGTON’A MESAJI:  AK PARTİ DEĞİŞMEDİ 

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın özel danışmanı Cüneyd Zapsu Washington ziyaretini Aksam’a verdiği özel demecinde özetledi.

Washington’a geliş amacınız nedir?

Geliş nedenim AK Partinin Washington’da oluşan negatif havasını dağıtmak, yönetimdekilerin AK Parti hakkındaki düşüncelerini dinlemek, onlara AK Parti hakkında bilgi vermek ve onların düşüncelerini de bizzat Başbakan’a anlatmaktır denilebilir.

Gördüğüm kadarıyla burada bir Amerika’dan değil birkaç Amerika’dan bahsetmek zorundayız. Öncelikle Başkan Bush’un AK Parti hakkındaki düşüncesine etki eden kurumların başında gelen Dışişleri, Savunma Bakanlığı, CIA, Uluslarası Güvenlik Konseyinin ve hiç kuşkusuz Kongre’nin her iki kanadının görüşlerine dikkat etmek gerekmektedir. Bunlarla birlikte yönetime etkili olan düşünce kuruluşlarını da unutmamalıyız. Yine değişik bir Amerika olan ‘Corporate Amerika’yı da unutmamak lazım. Bunun da yönetim üzerindeki etkisi de tartışılmaz biçimdedir.

O nedenle ben Başbakan Tayyip Bey’in danışmanı sıfatıyla bu kurumlarla direkt görüşmeyi tercih ettim. Onların AK Parti hakkındaki görüşlerini dinledikten sonra AK Parti’nin değişmediğini vurgulayarak, dört yıl önce nasıl idiyse şimdi de aynı duruşa sahip olduğunu izah ettim.

Kimlerle görüştünüz ve nasıl bir intiba edindiniz?

Doğal olarak kimlikleri ve neler konuşulduğunu açıklayamam çünkü bunu direkt Başbakan’la paylaşacağım. Ama size şunu söyleyebilirim ki Bush yönetimi ile AK Parti yönetimi arasında ‘Mart Tezkere Oylaması’ sonrasında yaşanan şok atlatılmış olmasına rağmen birbirimizi anlamak için daha yakin temasa ihtiyacımız olduğunu anlamış bulunmaktayım. Kötüden daha iyi görünmekle birlikte çok iyi olduğunu söyleyemem. Özellikle yanlış anlamaların olduğunu veya eksik bilgilendirilmenin olduğunu ilk görüşmelerde hissettik.

Verdiğimiz mesaj şu idi: ‘AK Parti değişmedi, biz seçim öncesi neler dediysek hem iç politikada hem dış politikada şu anda da söylediklerimizin arkasındayız. Dört yıl önce AK parti ne ise şimdi de aynıdır, kesinlikle ‘yeni bir söylemi’ ya da tabir caizse ‘gizli ajandası’ mevcut değildir.  Buna İmam Hatiplerden tutun da Kuran Kursları meselesine kadar herşey dahildir.

Hamas’ın Türkiye’ye ziyareti konusunda ABD yetkililerinden bir tepki aldınız mı?

Tahmin ettiğimizin dışında değişik bir tepki almadık. Mesele zaten orada içerik değil tarz idi. Kimse mesajın içeriğinden bahsetmiyor, mesajın verilme biçiminden bahsediyorlar. Tabii ki şunu bilhassa vurgulamak istiyorum. Bu Türk hükümetinin doğruları yanlışları değil, bu AK partinin doğruları ve yanlışlarıdır. Biz de bunu anlatmaya çalıştık. AK parti daha güneydoğu meselesinden tutun da Türkiye’nin komşuları konusuna kadar ne yapacağını iktidara gelmeden önce belirtmişti o nedenle bugün aynıyız yani değişen biz değiliz.

Ancak, bu görüşmelerde şunu gördüm ki ‘gerçekler çok önemli olmuyor, algılamalar önemli’ ve bizim parti olarak bunu değiştirmemiz lazım.

Geçenlerde Cumhuriyetçi bir Kongre üyesi kendisiyle yaptığım görüşmede ‘AK Parti tezkere sonrasında bizim dairemizin dışında kalmıştır’, tekrar dairenin içine girebilmesi Suriye ve İran politikasına bağlıdır demişti. Bunun için ne düşünüyorsunuz?

Doğrusu burada Amerikan yönetiminin dairesinin içinde ve dışında kalmak AK Parti için  ikinci derecede önem taşır. Bizim için önemli olan AK Partinin çizdiği dairedir ve Amerikan politika dairesinin AK partinin politika dairesiyle bazen kesişmesini sağlamaktır. Suriye dediniz, İran dediniz, özellikle bu konularda da şu anda Amerikan yönetiminin çizdiği dairenin yönünü bildiğini de sanmıyorum diyebilirim.

Emel Bayrak
Washington 


Saturday, March 4, 2006

was published on March 3, 2006 on AKSAM Newspaper, by Emel Bayrak, Washington Correspondent



Türk dostu Lantos yine şaşırttı
ABD Temsilciler Meclisi, Hamas’ın iktidara gelmesinin ardından Filistin’e

yapılacak yardımların ne olacağını görüştü. Tartışmalar sırasında Türk dostu olarak bilinen Tom Lantos, bir hafta içinde ikinci kez Türkiye’yi suçlayıcı açıklamalarda bulundu.

Daha önce Türkiye’nin Hamas’ın ziyaretine izin vermesini bir mektupla eleştiren Lantos, Türkiye’nin Hamas politikasına yine verdi veriştirdi. Türkiye ve Rusya’nın hem Hamas lideri Meşal’i ağırlamaktan çekinmediğini hem de ABD ile iyi geçinmeye çalıştığını belirten Lantos bu durumu ‘hasta edici ikiyüzlülük’ olarak değerlendirdi. Lantos’un sözleri bugüne kadar Ermeni meselesinde Türkiye’yi desteklemiş olması nedeniyle hayal kırıklığına neden oldu.

Emel Bayrak/Washington


03.03.2006

Thursday, March 2, 2006

With Rep. Chris Van Hollen after my tape-interview for AKSAM newspaper March 1, 2006



With Rep. Chris Van Hollen after my tape-interview for AKSAM newspaper  March 1, 2006
Emel Bayrak, Washington Correspondent

Demokrat Görüşe Göre Türkiye’nin Ortadoğu’daki Rolü ve Gücü

Irak Başbakanı Caferi’nin dünkü Türkiye ziyareti hakkındaki görüşlerini aldığımız Kongre üyesi Demokrat Chris Van Hollen’ın Akşam gazetesine verdiği özel demecinde  ağırlık konumuz Amerikan dış politikasıyla birlikte Türkiye’nin durumu idi.

Caferi’nin Gezisi Yeniden Türkiye’nin Ortadoğu’daki Rolünü Gösteriyor

Türkiye’nin Ortadoğu’da bir rol üstlenebilir mi sorusuna Chris Van Hollen hemen dün Türkiye’yi ziyaret eden Irak Başbakanı Caferi’nin gezisini takip ettiklerini ve bunun ne kadar önemli olduğunu bildiklerini söyledi. Böyle ziyaretin hele böylesine kanlı çatışmaların yaşandığı bir dönemde Türkiye’ye olmasının oldukça anlamlı olduğunu ve özellikle Başbakan Erdoğan’ın bu anlamda özel bir çaba sarfetmesinin değerinden sözederek, Türkiye’nin Ortadoğu’da hem demokratik hem de müslüman bir ülke olarak bir rol taşıdığını ve bu bağlamda ‘Irak’ta yaşanan mezhepler arası kanlı çatışmaları durdurma yönünde Türkiye önemli bir adım atabilir’ dedi.

Demokrat Kongre üyesi Chris Van Hollen, Başkan Bush ve ekibinin Irak’a Saddam Hüseyin’i devirmek için girmesine halen bir anlam veremediğini ve bu savaşa karşı olduğunu belirterek Başkan Bush’un ‘siyasetini korku’ üzerinde inşa ettiği için Saddam Hüseyin ve Ladin’in isimleri ile terör ve müslüman terimini birbirine karıştırmasının sonucu olarak Irak savaşının başlatıldığını üzülerek belirti.

Amerika Her Zaman Her İsteğine Sahip Olamaz

Bu bağlamda Türkiye’nin geçmişte ‘Irak Tezkeresi’ olarak bilinen Amerikan askerlerine geçiş izni verilmemesinin aslında ‘Amerikan’ın her zaman, herşeye sahip olamayacağını’ belirterek Türk milletvekillerinin yasal haklarını kullanarak altığı karardan ötürü saygı duyduğunu ve Amerikan yönetiminin bundan dolayı kesinlikle ‘sizi cezalandıracağız’ söyleminin doğru olmadığını çünkü Türkiye Afganistan için Amerika’ya bir Nato üyesi olarak elinden geleni yaptığını belirterek, Irak’taki bu mezhep çatışmasını durdurmada Türkiye’nin olumlu bir rolü oynabileceğini söyledi.

Amerika’nın Ortadoğu’da Demokrasiyi Yaymak İçin Sihire İhtiyacı Var!

Amerika’nın Ortadoğu’daki değişim politikasını muhalefet parti üyesi olarak ‘Demokrasi’yi geliştirme yönündeki adımını desteklediğini ama Başkan Bush’un ‘Demokrasi’yi silahın ucunda yayma’ stratejisinin kesinlikle yanlış olduğunu ve Demokrasiyi köklendirmeden, ortam yaratılmadan ‘Demokrasi empoze etmenin’ talihsiz sonuçlarını Ebu Garip ve Guantanamo hapishanesindeki suistimallerinde görüldüğünü ve artık Amerika’nın ‘Demokrasi ve İnsan Hakları’ söyleminde bundan sonra zorluk yaşayacağını dedi.

Liman Kriziyle Birlikte Amerika’daki Yabancı Yatırımcıyı Farkettik

Görüşmemizde son konu geçen hafta Washington’da Başkan Bush’la Kongre’yi karşı karşı getiren krizle ilgili görüşleri idi. New York limanı başta olmak üzere tam altı Amerikan limanının, Birleşik Arap Emirliğine bağlı Dubai Liman Dünyası isimli şirkete satılması üzerine kıyamet koparan başta Başkan Bush’un kendi partisine bağlı senatör ve meclis üyeleri dahil Demokrat parti arasındaki tartışmada bir muhalefet temsilcisi ve Amerikalı olarak ilk defa Amerika’da yabancı yatırımcının nelere sahip olabileceğini, onların güçlü konumlarını gördüklerini ve çok şaşırdıklarını söyledi. Üstelik işin en ilginç yanının yaklaşık 7 milyar dolarlık bir liman satışının yapılması sırasında Kongre’ye hiçbir şekilde bilgi verilmemesinin anlamadığını belirti.

Özellikle Amerikan savunmasında korunması gereken yerlerden biri olan limanların bir Arap ülkesine bağlı şirket tarafından yönetilmesinin Başkan Bush’un 9/11 sonrası bütün Amerikan halkına söylediği ‘ben sizi korumak için buradayım’ söylemiyle çeliştiğini çünkü ikiz kulelere çarpan uçaklardan birinin pilotunun aynı Arap ülkesinden gelen bir kişi olduğunu bilmelerine rağmen böyle bir yatırıma Başkan Bush’un nasıl izin verdiğini hiç anlamadığını ve önümüzdeki 45 gün boyunca bunun Kongre’de sorgulanacağını bildirdi.

Emel BAYRAK/WASHINGTON



Emel Bayrak, Washington Correspondent of AKSAM newspaper March, 2006

Emel Bayrak, Washington Correspondent of AKSAM newspaper
wrote about Bush's policy about the port security was published in March, 2006

Monday, February 20, 2006

Emel Bayrak, Washington Correspondent of AKSAM Newspaper, Feb 19, 2006


DÜNYA BANKASI BAŞKANINDAN BELEDİYELERE YÜKLÜ MİKTARDA YARDIM SÖZÜ!

Geçen hafta Washington DC’de Dünya Bankası’nda oldukça ilginç bir toplantı yapıldı. Dünyanın her yerinden gelen Birleşik Kentler ve Yerel Yönetimler Birliğine bağlı bölge başkanlarını ağırlayan Dünya Bankası Başkanı toplantı daTürkiye’nin de üyesi olduğu bu kuruluş yardımıyla yerel yönetimlere yani belediyelere fon yardımı yapılacağı sözü verildi.

Kısa adı UCLG olan Birleşik Kentler ve Yerel Yönetimler Birliği Birleşmiş Milletlerin desteği ve belediyelerin katkılarıyla bütün dünyada merkezi hükümetlerle yerel yönetimler arasındaki güç dengesini sağlamak amacıyla faaliyet sürdüren dünya belediyelerinin üye oldukları büyük bir organizasyondur.

İstanbul Büyükşehir Başkanı Kadir Topbaş’ın da başkan yardımcılığı görevine seçildiği   bu global şemsiye organizasyonun amaçlarından biri ‘şehir vatandaşlığı’ kavramını geliştirmeyle birlikte şehirde yaşayanların o şehire karşı sorumluluklarını ve katkılarını artırmaktır.

Merkezi hükümetlerin yerel yönetimler üzerindeki baskısını azaltmak amacıyla özellikle yerel yönetimlerin sorumluluk alanlarını genişletmeye yönelik çalışmaları da içermektedir.

Bu konuyla ilgili olarak söyleşi yaptığımız Amerika’daki ICLG Başkanı olan Don Borut,  Dünya Bankası Başkanı Wolfowitz’ın ilk gün toplantıda ICLG’nın çabalarını destekleme kararı aldıklarını ve bu konuda gerekli yardımı yapacaklarını iletti. Hatta Wolfowitz’in bir ara Türkiye’den katılan IULA-MEWA Genel Sekreteri Selahaddin Yıldırım’nın yanına bizzat giderek, Türkiye’nin öneminin farkında olduklarını, en kısa zamanda Türkiye’yi ziyaret edeceğini ve bu fon aracılığıyla Türkiye’deki Belediyelerin daha güçlü kılınacağı açıklamasında bulunmasının kayda değer olduğunu söyledi.

Bu toplantı amacıyla Washington’a gelen  Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’de Dünya Bankası’ndaki bu toplantılara katılarak özellikle temsil ettiği bölgenin zorluklarını ve nasıl buna bir çözüm arayışında bulunduklarını dile getirme imkanını buldu. Dünya Bankasının oluşturacağı bu fon sadece İstanbul gibi büyük metropoller değil Diyarbakır gibi gelişmişlik düzeyinde geri kalmış iller de payını alacaklar. Bu yardım sayesinde ekonomik olarak tıpkı Amerika’da veya Almanya’da olduğu gibi Türkiye’deki yerel yönetimler de biraz daha  özerk bir yapıya bürünebilecekler.

Emel BAYRAK/WAHSINGTON